GEZEGENİMİZİ KAPİTALİZMİN KÂR HIRSINA TESLİM ETMEYECEĞİZ!

Bugün, 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Ancak kutlanacak bir doğa, nefes alacak bir atmosfer, korunacak bir ekosistem gün geçtikçe elimizden alınıyor. Çevre Günü’nün bu yılki teması “Plastik Kirliliğiyle Mücadele” olsa da, plastik yalnızca buzdağının görünen yüzüdür. Asıl sorun, doğayı sadece sömürülecek bir kaynak, yaşamı ise yalnızca kâr maksimizasyonu için bir araç olarak gören kapitalist sistemin kendisidir.

Plastik, doğanın değil sermayenin ürünüdür. Geri dönüştürülmesi sözde mümkün olan ama gerçekte %9’u bile geri kazanılamayan plastik yığınları, okyanuslarımızı boğmakta, toprağımızı zehirlemekte, her birimizin kanına kadar sızmaktadır. Mikroplastikler artık sadece doğayı değil, bedenimizi de kirletiyor. Bugün yeryüzünü saran plastik çöplüğü, kapitalizmin atıklarının, doymak bilmeyen hırsının ve sorumsuzluğunun sembolüdür.

Her yıl doğaya salınan milyonlarca ton plastiğin ve doğayı tahrip eden diğer sanayi atıkların en büyük sorumlusu, insanı doğaya yabancılaştıran ve doğayı daha fazla kâr uğruna her gün daha çok metalaştıran sistemdir. Bireysel “çevre dostu” tercihler elbette anlamlı olabilir; fakat çözüm, ancak bu sistemi değiştirmekle mümkün olacaktır. Sürdürülebilir bir gelecek, yeşil sermaye makyajlarıyla, “çevreci” reklam kampanyalarıyla ya da karbon ticaretiyle değil, anti-kapitalist bir ekolojik-politik mücadeleyle mümkündür.

Bu gezegendeki suyun, havanın, toprağın ve tüm doğanın insan merkezli, kâr ve rant odaklı bir yaklaşımla tüketilmesi, bir bütün olarak gezegenin tükenmesi anlamına gelecektir.  Bu gezegen, sermayenin çıkarları için değil, tüm canlıların ortak geleceği için var olmalıdır.

İklim krizinin, çevre kirliliğinin, ormansızlaşmanın ve plastik felaketinin kaynağı kapitalist üretim ve tüketim modelidir. Bu modeli sorgulamadan, bu düzene karşı topyekûn bir mücadele yürütmeden ne gerçek bir ekolojik yaşam mümkündür, ne de yaşanabilir bir dünya!

Bugün plastikle, yarın su kıtlığıyla, öbür gün gıda kriziyle boğuşacağız. Kapitalizm bize sadece kriz vadediyor. Biz ise yaşamı savunuyoruz.

Yeşil Sol Parti olarak doğanın metalaştırılmasına karşı mücadeleyi kararlıkla sürdürmeye devam edeceğiz!

Yaşanabilir bir gezegen, adil bir dünya, sömürüsüz bir doğa için ekolojik ve toplumsal adalet için yan yana, omuz omuza olalım ve mücadeleyi büyütelim!

Ekosistemi değil kapitalizmi yıkalım!

Yaşasın doğayla uyumlu, eşitlikçi bir gelecek!