BASINA VE KAMUOYUNA:

Yaşamı Savunuyoruz:

Doğayı Şirketlere ve Sermayeye Teslim Etmenize İzin Vermeyeceğiz!

Yaşamı Savunuyoruz:

İktidar, Meclis gündemine getirdiği yeni bir torba yasayla başta Çevre, Maden ve Mera Kanunları olmak üzere bir dizi kanunda değişiklik yapmak istiyor ve böylece yeni bir yağma ve talan dalgası başlatmaya hazırlanıyor.

AKP-MHP faşist iktidarı bu yasa değişiklikleriyle kimden yana olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymuştur. Bu yasa değişiklikleri, sermayenin ve maden tekellerinin önünü açmak; köylüleri ve üreticileri mülksüzleştirmek ve doğayı sermaye için yağmalanacak bir kaynak haline getirmek için hazırlanmıştır. Bu bir yasa değil, talandır!

Yıllardır şirketlerin daha fazla kâr etmesi uğruna toprağı, ormanları, meraları ve su varlıklarını yağmalayan iktidar, şimdi büyütmek istediği bu yağmayı “hukuki” kılıfa sokmak üzere yine Meclis’i kullanıyor; böylesi yasama girişimiyle mevcut anayasal ilkeleri ve yasal düzenlemeleri sermayenin çıkarına ortadan kaldırarak vahşi neoliberal düzeni pervasızca genişletmek istiyor. Başta Çevre, Maden ve Mera Kanunları olmak üzere torba yasayla yapılmak istenen kanun değişiklikleriyle köylünün ortak yaşam ve üretim alanları şirketlere devredilecek, Maden Kanunu’nda öngörülen düzenlemelerle doğa katliamlarının önündeki son engeller de kaldırılmış olacak.

Yapılmak istenen düzenlemeyle madencilikle ilgili konularda da yetkileri Saray’a vermek, tüm ülkenin kaderini tek adamın iki dudağı arasından çıkacak bir tek söze bağlamak istiyorlar. Tek adama daha fazla yetki vermek için mevcut sömürü ve talan yasalarını dahi ayak bağı olarak görüyor, kendilerinin tek söz sahibi olduğu bürokrasiyi bile devre dışı bırakmak istiyorlar. Çünkü şirketlerin her isteğini kendileri için bir emir olarak kabul edip kendilerini şirketlerin emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle görevli olarak görüyorlar.

Yağmada ve talanda sınır tanımayan bu anlayış, sadece ekolojik yıkım değil, aynı zamanda sınıfsal bir zorbalıktır. Bu yasalar, Anadolu’nun dört bir yanında toprağını savunan köylülerin, zeytinini koruyan kadınların, suyuna sahip çıkan gençlerin direnişine karşı sermayenin çıkarını tahkim etme çabasıdır.

İktidar, ülkenin doğal varlıklarını sermayeye peşkeş çekerken; yoksul halkı, geçim kaynaklarını kaybetmeye mahkûm etmektedir. Maden faaliyetleri uğruna ekosistemi geri dönülmez biçimde tahrip edenler; ne suyu ne toprağı ne de halkı umursuyor.

Bizler, bu talan yasalarına karşı mücadele eden tüm köylülerin, işçilerin, ekolojistlerin ve sosyalistlerin yanındayız. Doğayı korumak, geleceği savunmaktır. Bu ülkenin dağları, ormanları ve meraları şirketlerin değil halkındır! Meclis’te doğayı değil sermayeyi savunanlara sesleniyoruz: Toprağı, havayı, suyu, ormanı korumak için sizi mutlaka durduracağız!

Tüm muhalefet güçlerine sesleniyoruz: Bu yağma düzenine karşı yan yana, omuz omuza direnelim ve sermayenin bu talanına birlikte ‘DUR’ diyelim.

Bizler, bu toprağın kök salmış halklarıyız. Toprağı ekerek, ormanı koruyarak, suyu paylaşarak var olduk.

Akbelen’den, Hasankeyf’e, Diyadin’den Kazdağları’na ekoloji mücadelesinin ve halklarımızın yanında olmaya devam edeceğiz!

Ne sermayeye, ne talana, ne tek adam rejimine boyun eğmeyeceğiz!

Bu topraklarda talanın değil, yaşamı savunanların sesi yankılanacak.

Doğa için, emek için, özgür bir gelecek için:

Hep birlikte mücadeleye, hep birlikte yaşamı savunmaya!

Bizimle İletişime Geç

Yeşil Sol Parti
web sayfasına hoş geldiniz.
Yeşil Sol Parti'ye destek olmak amacıyla bağışta bulunmak için:
Yeşil Sol Parti
Ziraaat Bankası Mithatpaşa Şb.
Hesap No: 97802160 5001
İban No: TR89 0001 0012 6297 8021 6050 01